Cyberpunk
Önceleri “ cyberpunk ( siberpunk ) ” terimi sadece genç,
teknolojik hünerleri olan, etik tanımları olmayan, bilgisayar aracılığıyla
vandal ve suça meyilli karakterler için kullanılırken, artık bir alt-kültür
olarak insanları etkilemekte ve zaman içerisinde nereye gideceği kestirilemeyen
bir olgudur. Sibernetik bilimi ve punk alt-kültürü “ cyberpunk ” kavramının
teknoloji ve bireysellik olan iki temel noktasını belirleyen etkenlerdir.
Makineler aracılığıyla gerçekleştirilen bir isyan hareketi olarak da
görülebilecek “ cyberpunk ” hareketi ileri teknoloji içerisinde ve düşük yaşam
seviyesinde yaşanır. İnsan ve hayvanlar arasındaki genetik karışımlara
makinelerin de entegre olmasıyla kurgulanan gelişmiş teknoloji içerisinde
varoluşun bilinmezliği haykırırken dehşet içinde bir “ antiütopya ” ya doğru
yol alınmaktadır.
Cyberpunk sözcüğünün yaygın biçimde kullanılması aynı zamanda
antolojist olan ve bir dönem " Isaac Asimov's ScienceFiction Magazine "de
editörlük yapan Gardner Dozois’un 30 Aralık 1984'te “Washington Post”
gazetesinde yayınlanan “Seksenlerde Bilimkurgu (SF in the Eighties)” adlı
makalesinde William Gibson, Bruce Sterling, Levvis Shiner, Pat Cadigan ve GregBear'dan oluşan bir grup bilimkurgu yazarını " cyberpunk’ lar "
şeklinde tanıtmasıyla gerçekleşmiştir. 80’lerde bir bilim-kurgu olarak
tasarlanan “cyberpunk öğeler” günümüzde gerçeğe doğru genişleme gösterirken
“cyberpunk hareketi” de doğru orantılı biçimde yayılım göstermektedir.
Edebiyatla başlayan “cyberpunk hareketi” her ne kadar sinema tarihi boyunca
içerisinde “cyberpunk öğeler” barındıran filmler mevcut ise de yine 80’lerle
birlikte “cyberpunk edebiyatı” nın ardılı olarak kendini göstermeye
başlamıştır. Bütün bunların içerisinde özellikle Japon manga ve animelerinin
yeri de yadsınamaz ölçüde önem arz etmektedir. 80’lerin “ cyberpunk kültürü ”
içerisinde önemli bir yeri vardır. Çünkü cyberpunk öğelerin çoğu o yıllarda
görünür olmaya başlamışlardır. Çok uluslu şirketler kişisel bilgisayarlar,
internet nüfus artışları ve alt-kültürlerin oluşması yoğun enformasyona maruz
kalmaya iyice yaklaşılması gibi. Cyberpunk kurgular genellikle kokuşmuşluğunu
hissettiren grotesk mekanlarda çokuluslu şirketler, ileri teknoloji ürünü yapayzekalar, cyborg lar gibi şeytani iktidarların karşısında hiçbir ideoloji
tanımadan yalnızca kişisel değerlerinin ve yahut çıkarlarının etkisiyle
kuralsızca mücadele veren tuhaf ayrıksı özellikleriyle fark edilen alt-kültür
temsilcilerinin sanal gerçekliğin ön plana çıktığı distopik maceralarıyla
bezenirler.
70'li yılların sonuna doğru gelinirken yavaş yavaş görünür
hale gelen enformasyon toplumuyla birlikte mekanik aletlerle dijital çipler,
demiryollarıyla iletişim ağları arasındaki yayılım da yer değiştirmeye
başlamıştır. Mevcut sistemler bu yeni duruma adapte olmaya çalışırlarken her
zaman olduğu gibi bu yeni durumun da içinde insan varoluşuna karşı bir şeyler
olduğunu fark edenler seslerini duyurmanın yolunu bu kez siberalem’ de
bulmuşlardır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder